Fuar Pikniği-1

Senelerini aynı şehirde geçirip
burnunun ucundaki güzellikleri görmezsin ya...
Yanından geçersin, içine girersin, bir şey yapıp çıkarsın
ama fark edemezsin güzelliği, es geçersin...
Beyin yoğun iş stresinden kurtulunca
İzmir Fuarı'nın aslında çocuklara ne kadar uygun olduğu geldi aklıma.
Kitap fuarı bahanesi ile düştük Serpil'le yollara.
Piknik yapmayı kafamıza geceden koymuştuk
aldık yanımıza kahvaltılıkları, örtüleri,
serildik en heybetli ağacın altına.
Saldık Lâl ile Ilgaz'ı çimlere,
yapma demedik, dur demedik, gitme demedik.
Araba yoktu, motor yoktu, koşuşturan insanlar yoktu,
tehlikeli çukurlar, tümsekler yoktu.
Ye demedik, ağızlarına tıkmaya çalışıp
kendimizi sinir etmedik.
Rahat anneleriz,
bugün yemez, yarın yer,
onu yemez, başka bir şey yer...
Sürekli söylenerek onların günlerini de zehir etmedik,
kendimizinkini de.
Bisikletlerini götürdük, scooterlarını götürdük.
Bindiler, indiler, düştüler, güldüler.
Birlikte oynadılar,
biz bol bol sohbet ettik.
Göletde kuğulara bile bindik.
Yani fuarın tüm gerekliliklerini yerine getirdik :))
Serpil sayesinde çok güzel fotoğraflarımız
yani anılarımız oldu...
Kitap fuarı mı ne oldu?
Girdik girdik, ona da girdik.

Biraz hızlı oldu ama istediğimiz kitabı da aldık,

Muzaffer İzgü'den imzamızı da ;)

Fotoğraflar: Dijital Atölye

 

Doorstepping

2 yorum:

ottoluk dedi ki...

okuyunca sanki giden biz degilmisiz gibi bir rahatlama ferahlama oldu bende :)

ottoluk dedi ki...

okuyunca sanki giden ben degilmisim gibi bir rahatlama ferahlama oldu bende :)

Instagram